30 Aralık 2012 Pazar

El Lissitzky ve Suprematizm


El Lissitzky (1890 - 1941) Pochinok'da doğdu. 1909'dan 1914'e kadar Almanya'da  teknik okulda mimari  eğitim gördü. I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine Rusya'ya döndü. 1916 yılında Riga Teknoloji Üniversitesi'nden mühendislik ve mimarlık diploması aldı. Ve bir mimari büroda çalışmaya başladı. 

1917 yılında, çocuklar için, Marc Chagall tarzında  illüstrasyonlar yaptı.  Lissitzky ve Kazimir Malevich,  Marc Chagall tarafından, 1919 yılında Vitebsk Popular Sanat Okulu'na davet edildiler. Lissitzky orada grafik ve mimari eğitim vermiştir. 1920 yılında Moskova'da Sanatsal Kültür Enstitüsü'ne üye olmuştur. Ertesi yıl Konstrüktivist (Yapılandırmacı) gruba katılmıştır. Resim ve mimari arasındaki değişim istasyonu olarak "Prouns"denilen soyut  anlayışıyla resimlerini yapmaya başlamış ve  prouns'larıyla döneminin form anlayışına yenilik getirmiştir. Daha sonra "Unovis"* adlı gruba katılarak suprematizm (soyut geometricilik) anlayışıyla geometrik formlar üzerine yaptığı çalışmalar pek çok tasarımcıya esin kaynağı olmuştur.  Suprematist'ler, Konstrüktivistler gibi sanatın faydacılığını savunmalarına rağmen onlardan ayrılan ferdiyetçi bir tavır benimsemişlerdi. Sanatçının bir mühendis ve bilim adamı olması fikrine karşı çıkarak hür bir sanatçı tipi oluşturmayı hedeflemişlerdi. Süprematistler açıçemberdikdörtgen ve haç biçimlerini kullanmışlardır.

1921 yılında Sovyet ve Alman sanatçılar arasında iletişim kurması için Berlin'e gönderilmiş, 
orada, Moholy-Nagy ve Van Doesburg ve diğer sanatçılar ile tanışmış ve ilk kişisel sergisini 1923 yılında Kestner-Gesellschaft - Hanover'de açmıştır. Tipografi'ye getirdiği radikal yenilikler ve fotomontaj ile kitaplar ve periyodik yayınlar tasarlamıştır.

1923 yılında, İsviçre'ye tedavi  olmak üzere gitmiş ve 1925 yılında Moskova'ya dönmüştür.
1926  ve 1934 yılları arasında çeşitli sergilerin yanı sıra, eşi ile "Sovyetler Birliği'nde Mimarlık" adlı  yayını ve  Stalin’in saf komünizmi yerleştirmek amacıyla kullandığı propoganda eserlerini tasarlamıştır.  Sovyetler Birliği  için propoganda posterleri ve kitaplar tasarlamanın yanı sıra, Hanover'deki Landes Museum için sergi odası ve çeşitli uluslararası sergilerde Sovyet pavyonlarını da tasarlamıştır. 

El Lissitzky, sadece soyut resim biçimini geliştirmekle sınırlı kalan bir Rus Avant-Garde sanatçısı değil, aynı zamanda  kitap tasarımcısı, kent planlamacısı ve mimardı. 

1941 yılında Moskova'da ölmüştür. 

Unovis, (ayrıca Molposnovis ve posnovis olarak da bilinir) 1919 yılında Vitebsk Sanat Okulu'nda Kazimir Malevich liderliğinde kurulan ve  kısa süreli ama etkili bir grup Rus sanatçısına verilen addır. 


29 Aralık 2012 Cumartesi

Gustave Klimt - Çizginin Büyüsü - Ekspresyonist


Gustave Klimt,  insan çizgileriyle, insanın özünün ve varoluşunun doğasını, sanatçı 
duyarlılığıyla acı, sevgi, umut, mutluluk gibi evrensel duyguları aktarmaya çalıştı.



27 Aralık 2012 Perşembe

Jean-François Millet ve Akşam Duası (The Angelus)

Jean François Millet (1814 - 1875)
The Angelus
(65 cm x 55.5 cm)

Millet'in, bu eserinde, dua eden bir kadın ve bir erkek var. Patates çıkarmayı 
durdurmuşlar, etraflarındaki herşey durgun.  Millet 1865’te şöyle diyordu: “Ben bu tabloyu, bir zamanlar büyükannemin yanında tarlalarda çalışarak, ölülerimizin ruhuna kutsal duamızı söylemek için bize işimizi bıraktıran çan sesini, düşünerek yaptım.”

Millet, dini duyguları yüceltmekten ziyade, bir çocukluk anısını resmetmiş
kısa bir mola ve soluklanma anına odaklanarak, o basit köylü yaşamının, 
değişmez ritmlerini yakalamak istemiştir.

"The Angelus"da büyük ve yalnız bir boşluk içinde, iki köylü,  tablonun küçük 
boyutlarına rağmen anıtsal bir nitelik kazanır. Işık onların hareketlerini ve 
duruşlarını vurgularken,  yüzleri gölgede kalmıştır. Resim, meditasyon gibi 
derin bir duyguyu ifade eder.

Dali’ye göre ortadaki sepetin arkasında bir çocuk tabutu vardır! Buna göre çift, ölmüş çocukları için dua etmektedir. Ayrıca tablodaki kadın aslında kızgındır ve çiftin arası iyi değildir. Dali tabloya x-ışınları tutulsa sepetin ardındaki tabutun görülebileceğini iddia etmiştir. Dali de bunu baz alarak çeşitli resimler yapmıştır. (Dali’nin de ölmüş bir kardeşi olduğundan ve ismini de kardeşinden aldığı gerçeğiyle birlikte bu konulara takıntısı olduğu bilinmektedir.) İşin ilginç yılı, uzun yıllar sonra Millet’nin tablosuna x-ışınlarıyla bakıldığında, gerçekten de sepetin arkasında çocuk tabutu olabilecek bir diktörgen olduğu, önce onun çizildiği görülmüştür. Dali, tablonun ardını “görmüştür”. [Kaynak -Influences in the Life of Salvador Dali - 2001 ] futuristika.org

Millet'in bu resmi 1932 yılında bir deli tarafından yırtılmış ve eser 20. yüzyılın ikonu 
haline gelmiştir.


Kaynak; Musee d'Orsay


“Sanat bir kavgadır. Kişinin canıyla kanıyla, etiyle kemiğiyle girişeceği bir kavga… Çalışarak sürdüreceği bir kavga. Bir şeyi kötü ya da eksik söylemektense suskunluğu yeğlerim...”





Avrupa Resimlerinde Oryantal Halılar


Üst sol ; Johannes Vermeer - Uyuyan Hizmetçi adlı eseri 
Üst sağ; Johannes Vermeer - Sürahili Genç Kız adlı eseri
Alt sağ ; Gerard ter Borsch  - Lavta çalan genç kız ve kavalyesi
Alt sol  ; Nicolas Maes - Elma Soyan Genç Kız

14. yüzyıldan itibaren, popülaritesi yüksek, oryantal halı olarak adlandırılan islamik dokuma halılar, Avrupa resimlerinde sık sık kullanılmıştır. 
Mesela Johannes Vermeer çoğu resminde oryantal halı tasvirlerini kullanmıştır. Vermeer  Uyuyan Hizmetçi  (A Maid Asleep), resminde 17. yüzyıla ait iki Türk Halısı, Sürahili Genç Kız (Young Woman with a Water Pitcher ) isimli eserinde ise yumuşak ve ince dokulu, kırmızı zemin üzerinde arabesk çiçek desenli  İran Halısı tasvir etmiştir.

17. yüzyıl ressamı Nicolas Maes'in Elma Soyan Genç Kız (Young Woman Peeling Apples), isimli eserinde, Avrupa'da moda olan, sarı ve kırmızı renklerden oluşan Türk Lotto halısı ile kaplı bir masada oturan elma soyan bir genç kız tasvir edilmiştir. Lotto halılar, geometrik motiflerin yerini, tümüyle soyut bitkisel motiflerin almasıyla seçkinleşir. Venedikli ressam Lorenzo Lotto tarafından resimlendiği için, halı literatüründe bu tür halılar Lotto Halıları olarak adlandırılırlar. 

Yine 17. yüzyıl ressamı Gerard ter Borsch'un, Lavta çalan genç kız ve kavalyesi   (A Woman Playing the Theorbo-Lute and a Cavalier) isimli eserinde, sıra dışı tasarımıyla bir madalyonlu Batı Anadolu halısı göze çarpmaktadır.

 Üst sınıf iç mekan resimlerinde halı gösterme geleneği 18. yüzyılda da devam etmiştir. 18. yüzyıl ressamlarından Pietro Longhi'nin Ziyaret (The Visit) isimli tablosunda, şık İtalyan mobilyası üzerinde bol dökümlü Batı Anadolu ( Gördes) namaz halısı görünmektedir.



23 Aralık 2012 Pazar

Marilyn Monroe her zaman doğal ve çok güzel...

Fotoğrafçı Cecil Beaton 
Marilyn Monroe

New York Hotel, 1956


Marilyn Monroe'yu ve fotoğrafçıyı çeken ise Beaton'un asistanı Ed Pfizenmaier

8 Aralık 2012 Cumartesi

Rafael'in Havari Başı adlı eseri 86 milyon TL'ye alıcı buldu.






Rafael'in  "Havari Başı" resmi 86 milyon TL’ye satıldı

Rönesans döneminin en önemli İtalyan ressamlarından Raphaelin 1720 yılında tamamladığı kara kalem çalışması, İngiltere’nin başkenti Londra’da rekor fiyata satıldı. Sotheby’s Müzayede Evi’nde kıran kırana geçen 17 dakikalık açık artırmada, adının açıklanmasını istemeyen bir koleksiyoncu, Raphael’in “Havari Başı” adlı resmi için yaklaşık 48 milyon dolar (86 milyon TL) ödedi. Gizemli alıcının Rus olduğu iddia edildi.

30 Kasım 2012 Cuma

Francis Picabia ve Soyut Sanat

Francis Picabia (1879 – 1953) Fransız Surrealist ressam. İspanyol bir baba ve Fransız bir annenin çocuğu olarak Paris'te doğdu. İlk dönem eserlerinde empresyonizm etkisi görülür. Küçük kiliseler, Paris çatıları, nehir kenarları, evler, yollar, mavnalar onun konularıydı. 
İlk solo sergisi Paris'te yapıldı. 1908'den sonra onun eserlerinde, kübizm ve soyut sanatın unsurları kadar fovizm ve post-empresyonizm'in  etkileri de görülür. 1920'lerin sonuna kadar kübik prensiplerle, benzersiz soyut tarzda eserler vermiştir. 



Picabia, sanat tarihinde, büyük bir yenilikçi, provokatör,  alışılmamış düşünür ve modernizmin Maverick'i olarak  hem bir ressam ve hem de bir şair olarak kabul edilir. 

1911-1912 yıllarında Picabia, Guillaume Apollinaire ve Marcel Duchamp ile arkadaş 
oldu ve Puteaux grubuna katıldı. Bu vesileyle New York'ta 1913 yılında Armory Show'a katıldı.  Aynı yıl  Alfred Stieglitz'in galerisi "291" de bir solo sergi verdi. 1915 yılı  
Picabia'nın en makinist veya mechanomorphic döneminin başlangıcı oldu,  Duchamp'la birlikte New York'taki Dada manifestosuna  katıldı.  1916 ve 1917 yılında Barcelona'da bulundu. Paris ve Zürih'te yaşadığı yıllarda Dadaizm akımının içinde kaldı.  
1920'lerde Botticelli ve Michelangelo'nun Pompei ve Roma fresklerinden ilham alarak,  perspektifsiz, çeşitli motifleri üstüste bindirerek bir seri çalışma yaptı. 

Daha sonraki yıllarda Dadaizm'i kınadı ve 1921 yılında Paris dışında Tremblay-sur-Mauldre'a taşındı ve  figurative sanata döndü. 1930'ların başından II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar,  bulvar magazinlerinden kopyaladığı çıplak kadın vücutlarını  fotogerçekçi 
bir tarzda yansıttı. 1945 yılından ölümüne kadar (1953) soyut ve formsuz  sanat hakkında Nouvelle École de Paris çevresindeki tartışmalara  kendini adadı.



23 Kasım 2012 Cuma

Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'ın Portresi



İmparator Süleyman’ın Kızı Cameria [Mihrimah Sultan] (1522-1578)

Cristofano dell’Altissimo’nun (1530-1605) ardından (?)
İtalyan Okulu, 16. yüzyıl (?)
Tuval üzerine yağlıboya, 98,5 x 67,8 cm.

Bu eser, çeşitli koleksiyonlardaki benzer örneklere dayanarak, 16. yüzyılda Avrupalı ressamlar tarafından  sıklıkla yapılmış  Mihrimah Sultan portrelerinden biridir.
Kahverengi çiçek desenli sade elbisesinin üzerinde başında zengin taşlarla süslü gösterişli bir yüksek başlık taşıyan figürün arkasındaki koyu zeminde sol üstte “Cameria Solimani Imparator Filia”  (Sultan Süleyman’ın Kızı Cameria), sağ üstte ise “Rostanis Bassae Vxor 1541” (Rüstem Paşa’nın Karısı, 1541) yazılıdır. Buradaki tarih, olasılıkla resmin yapıldığı tarihi belirtmez. Farklı sanatçılar tarafından yapılmış benzer portrelerin hemen hepsinde bulunan bu tarih ve yazılı ibarenin, olasılıkla orijinal ilk portreyi tekrarlayarak süregelen bir tanımlama olduğu düşünülebilir.

Portrenin,  Londra’daki Courtauld Enstitüsü’nde , Lacock Wiltshire’da Ulusal Miras Koleksiyonu’nda ve Polonya’da Mazovian Müzesi’nde bulunan yine dörtte üç  profil şeklindeki portrelerin  yanı sıra; Floransa’daki Uffizi Galerisi’nde ve ayrıca Türkiye’de Topkapı Sarayı Müzesi  ile Rahmi Koç koleksiyonlarında büst portre şeklinde benzer örnekleri yer almaktadır.
Resimlerin kaynağı, 16. yüzyıl İtalyan hümanist aydınlarından Piskopos Paolo Giovio’nun (1483-1552) koleksiyonu olmalıdır. İleri gelenlerin portrelerinden oluşan koleksiyonunu 1543’e kadar Roma’da sergileyen Giovio,  koleksiyonu bu tarihten itibaren Como’da yaptırdığı Musaeum adlı evine nakletmiştir. 1569’da koleksiyonun neredeyse tümünün yok olmasına neden olan sel felaketinden sonra tutulan bir envanterde “Türkler Salonu”ndan (Sala de’ Turchi) söz edilmektedir. Vasari, 1568 tarihli kayıtlarında bu koleksiyonda Tiziano’ya ait birer Hürrem ve Mihrimah Sultan porteleri gördüğünden bahseder. Ayrıca İtalyan ressam Cristofano dell’ Altissimo’nun, Cosimo I de’ Medici için bu koleksiyondaki resimleri kopyaladığı bilinir. Bugün Uffizi Galerisi’nde sergilenen bu resimler arasında yer alan Mihrimah Sultan portresinin, Floransa’daki 1557 tarihli kayıtlarda adının geçtiği tespit edilmiştir. Buna dayanarak, portrenin, Giovio’nun öldüğü 1552 ile 1557 yılları arasına tarihlenebileceği düşünülmektedir.
Kanuni Sultan Süleyman’la (1494-1566) Hürrem Sultan’ın (ö. 1558) kızları olan Mihrimah Sultan (1522-1578) 1539’da Diyarbakır Beylerbeyi Rüstem Paşa ile evlendirilmiştir. 1544-1553 ve 1555-1561 yıllarında sadrazam olan Rüstem Paşa’dan, Ayşe Hümaşah ve Osman isimli iki çocuğu olmuştur. Babası Kanuni Sultan Süleyman ve kardeşi Sultan II. Selim dönemlerinde haremde söz sahibi olan Mihrimah Sultan, tarihe baniliği ile geçmiş; Mimar Sinan’a Üsküdar’da ve Edirnekapı’da, kendi adına birer cami ve külliye yaptırmıştır.
Figürün diğer örneklerde de benzer biçimde yinelenen kıyafeti ve başlığı dönemin Türk modasını yansıtır. Belli ki Osmanlı tarzının Avrupa’da görünür kılındığı 16. yüzyılda, annesi Hürrem Sultan kadar Mihrimah Sultan da idealize edilmiş egzotik bir Osmanlı kadınını temsil etmiş ve dönemin ressamlarına esin kaynağı olmuştur.
Kaynak: Pera Müzesi


Gywenth Paltrow ve Long Island'daki evi


Ünlü yıldızların mükemmel bir ev yaratmak için her türlü imkanları var. Zevkli ve güzel evlere bakmak çok büyüleyici. İşte bu güzel evlerden birine, ünlü yıldız Gywneth Paltrow'un Long Island'daki evine bir göz atalım.


  
Paltrow'un oturma odası pastel renklerle döşenmiş, duvardaki tablolar Andy Warhol'a ait günbatımı tabloları


Yemek odası yalın ve romantik bir tarzda döşenmiş. Svarowski taşlardan oluşan avizenin fiyatı  27 bin Pound.



Kızı Apple'ın yatak odası. Fuşya renkleriyle döşenmiş aydınlık bir prenses odası.




Mat siyah dolaplar, bej döşeme ve  avizeler sihirli bir atmosfer yaratıyor mutfakta.


Siyah duvar kaplaması ve aplikler, ağırbaşlı bir hava kazandırmış banyoya. 
Leylak ve beyaz renklerden oluşmuş yatak odası ise çok yalın.





20 Kasım 2012 Salı

Giorgio de Chirico ve Aşkın Şarkısı


Giorgio de Chirico (10 Temmuz 1888 – 20 Kasım 1978).  Yunanistan'da doğan 
İtalyan surrealist  ressam, tiyatro tasarımcısı, yazar ve heykeltraş.  Atina'da politeknik okulunda ve Münih'te akademide resim çalışmalarında Arnold Bocklin ve Max Klinger'in sanatını inceleyip, Nietzsche ve Schopenhaure  okuyarak zamanını geçirmiştir.  1908 yılında İtalya'nın Floransa  kentine taşındı. 1910 ve 1915 yılları arasında yaptığı Piazza resimlerinde, kentin mimari elemanlarını, ikonografik temalar olarak kullandı. Paris'te düzenlediği sergilerde Picasso ve Apollinaire tarafından farkedildi. Yazar Guillaume Apollinaire, Chirico'yu övdü ve gerçeküstücülerle tanıştırdı.  Aynı zamanda metafizik akımının yaratıcılarındandır. Chirico, en çok 1909 - 1919 arasındaki "fizikötesi dönem" eserleriyle  ve bu eserlerde yarattığı duygu atmosferiyle tanınır. Ressam bu dönemin başında, parlak bir Akdeniz güneşinde yıkanan şehir manzaralarını perspektiften hiç vazgeçmeden, tuvaline aktarmış,  sonlara  doğru ise tıkışık depolardaki manken benzeri hibrid figürleri konu etmiştir. Chirico,  ilerleyen yıllarda metafizik konuları bırakarak daha gerçekçi bir resme yöneldi. Ancak sonraki dönem resimleri metafizik dönemdeki kadar başarılı bulunmadı. 

18 Kasım 2012 Pazar

1980 yılında Vogue dergisine henüz 14 yaşındayken kapak olan Brooke Shields'in Manhattan'daki evi...

Brooke Shields'in New York Manhattan'daki evini ziyaret edelim.
Brooke Shields ilk rolünü oynadığında 11 yaşındaydı. 
Daha sonra 1980 yılında Vogue dergisinin kapağında en genç kapak yıldızı olarak 
yer aldığında 14 yaşındaydı. Shields birçok filmde oynadı. Şimdilerde ise, 
bir yazar, bir yapımcı, bir ürün sözcüsü ve bir ruh sağlığı savunucusu olarak kendini 
yeniden tanımlıyor. Evli ve iki çocuğu olan sanatçının en son girişimi ise takı tasarlamak.




15 Kasım 2012 Perşembe

Frank Weston Benson ve Kuşları


Frank Weston Benson (1862 - 1951) Amerikalı empresyonist ressam. 
Önce Boston'da güzel sanatlar okumuş, daha sonra Paris'te Academie Julien'e gitmiştir. Fırtına'dan sonra (After The Storm) adlı eseriyle Kraliyet Akademisi'ndeki yıllık 
sergiye katılmıştır. 1924'te Chestnut'a taşındığında artık ünlü bir ressamdır.  
Amerikalı Empresyonist "On Grubu"nun kurucu üyesi dolarak New York, Washington 
ve  Boston'da eserlerini sergiledi. Suluboya, pastel ve gravür olmak üzere çeşitli dallarda eserleri vardır. Işığın dinamik karakterini yakalamak için açıkhavada çalışmıştır. Ailesiyle birlikte yazlarını geçirdiği kayalık Maine kıyılarını, kuşları,  ışık nüanslarını yakalayarak izlenimci etkiyle tuvaline aktarmıştır. Ayrıca avcılık ve balıkçılık konularında da eserler vermiştir. Ünlü bir ornitolog (kuşbilimci) tarafından "O benim bildiğim en iyi kuş ressamıdır" diye övülmüştür.

13 Kasım 2012 Salı

Vittorio De Sica ve Bisiklet Hırsızları


Ünlü İtalyan Yönetmen Vittorio De Sica (7 Temmuz 1902 – 13 Kasım 1974)'nın 
ünlü filmlerinden Oscar ödüllü "Bisiklet Hırsızları"nda (İtalyanca -Ladri di Biciclette)  
bir baba ve oğulun çalınan bisikletlerini bulma ve babanın işini yeniden kazanma çabası anlatılır. Eğer bu kült filmin afişinden hem de istediğiniz boyutta edinmek isterseniz; 

12 Kasım 2012 Pazartesi

Marilyn Monroe - İkonik 10 Portre Fotoğrafı


Ünlü fotoğrafçı Terry O'Neill'in seçtiği tüm zamanların en iyi 10 ikonik portre fotoğrafından olan, Bert Stern'in Marilyn Monroe'nun ölümünden 6 hafta önce Vogue dergisi için çektiği fotoğraflar



11 Kasım 2012 Pazar

İngiltere'nin ünlü fotoğrafçısı Terry O'Neill tüm zamanların en ikonik 10 portre fotoğrafını seçti!

İngiltere'nin ünlü fotoğrafçılarından Terry O'Neill'in seçtiği en ünlü sporcudan, henüz meşhur olmamış yıldıza  tüm zamanların 10 ikonik portre fotoğrafı;


Fotoğrafçı Neil Leifer'in 1965 yılında çektiği bu fotoğraf, ünlü boksör 
Muhammed Ali Clay'in rakibi Sonny Liston'u yere yatırdığı anı ölümsüzleştirmiş.


Aktris Marilyn Monroe’nun Vogue Dergisi için, 1962 yılında ölmeden 
6 hafta önce ABD’li fotoğrafçı Bert Stern’e verdiği "The Last Sitting!" 
diye adlandırılan pozları

İngiliz aktör Terence Stamp’ın 1967 yılı yapımı  "Far From The Madding Crowd"
 (Çılgın Kalabalıktan Uzak) filminin setinde çekilen siyah beyaz fotoğrafı.

Hollywood’un menekşe gözlü yıldızı Elizabeth Taylor’ın tüm güzelliğini 
ortaya koyan bu portre fotoğrafını kimin çektiği bilinmiyor.


ABD’li fotoğrafçı George Holz’ın 1998’te çektiği fotoğrafta Angelina Jolie,
 bugünkü ününe kavuşmamış, tanınmamış genç bir aktris. Fakat her zerresiyle
 "Star" olacağını gösteriyor.

Terry O’Neill’in sinemanın güzel yıldızı Audrey Hepburn’i 1967 yılında 
St. Tropez'de  "Two for  the Road" filminin setinde havuzda gösteren fotoğrafı

20. yüzyılın en önemli fotoğraf sanatçılarından gösterilen W. Eugene Smith’in 
 II Dünya Savaşı  yıllarında çektiği ABD’li bahriyelinin fotoğrafı.

Kanadalı fotoğrafçı Karsh’ın 1941’de Ottowa'da çektiği Churchill fotoğrafı.

Lord Snowdon imzalı Anthony Blunt’ın fotoğrafı. Antony Blunt 
İngiltere Kraliçesi'nin resimlerinin surveyoruydu ama daha sonra bir casus 
olduğu ortaya çıkmıştır.

1985’te National Geographic’e kapak olan Afgan mülteci kızın fotoğrafı. 
‘Afgan Mona Lisa’ olarak adlandırılan fotoğrafı ABD’li fotoğrafçı Steve McCurry çekti.



Kaynak: Daily Mail 22 Ocak 2012 








7 Kasım 2012 Çarşamba

Butch Cassidy and Sundance Kid - Paul Newman - Robert Redford

Gerçek adı Robert Leroy Parker (13 Nisan 1866 - 6 Kasım 1908/1936) 
olan Amerikalı Butch Cassidy, azılı bir tren ve banka soyguncusu ve Wild Bunch 
Çetesi'nin lideriydi.  Cassidy, Amerikan tarihinin en başarılı banka ve tren 
soyguncusuydu  ama kimseyi öldürmediği için sempati duyulan, karizmatik bir hırsızdı. 
Union Pasific Railroad şirketi'nin kiraladığı Pinkerton Dedektiflik Bürosu tarafından takip 
edilen Butch Cassidy, bu baskıların sonucunda, suç ortağı Sundance Kid (Asıl adı Harry Alonzo Longabaugh) ile önce Arjantin'e daha sonra da Bolivya'ya kaçarlar ve orada da soygunlara devam ederler. İki arkadaşın  1908 yılının Kasım ayında Bolivya'da askerlerle girdikleri bir çatışmada öldürüldükleri söylense de, gerçek tam anlamıyla ortaya 
çıkmamıştır. Bazı rivayetlere göre, Cassidy başka bir adla (William T. Phillips) 
Amerika'ya dönmüş ve 30 yıl sonra vefat etmiştir.

Butch Cassidy'nin hayatı ve arkadaşı Sundance Kid ile olan  maceraları, 
filme aktarılarak başrollerini,  Paul Newman (Cassidy), Robert Redford
 (Sundance)'un oynadığı 1969 yılı yapımı Oscar ödüllü  filmle ölümsüzleştirilmiştir.

2 Kasım 2012 Cuma

Jean-Baptisse-Simeon Chardin (2 Kasım 1699 – 6 Aralık 1779)


Jean-Baptisse Simeon Chardin (2 Kasım 1699 - 6 Aralık 1799)
Genç Öğretmen

 Still-life ve orta sınıfa ait günlük yaşam sahneleriyle ünlü Fransız Rococo ressamı. 
 Resimlerinde samimi bir gerçekçilik, sakin bir atmosfer ve ışık kalitesi göze çarpar. 
Still life resimlerinde seçtiği mütevazi nesneler, dengeli bir kompozisyon ve  
ılımlı atmosfer dikkat çeker.



31 Ekim 2012 Çarşamba

Girl with a Pearl Earring (İnci Küpeli Kız Filmi)

    Girl with a Pearl Earring, 2003
Peter Webber tarafından yönetilen filmin başrollerinde, Vermeer rolünü 
Colin Firth, hizmetçi kız Griet rölünü ise Scarlett Johannson canlandırmıştır. 
17 yaşındaki Griet babasının kör olması nedeniyle ailesini geçindirmek için çalışmak
 zorunda kalır. Ressam Johannes Vermeer'in evinde hizmetçi olarak çalışmaya 
başlar. Griet'in eğitimi ve bulunduğu sosyal konum çok farklı olmasına rağmen, renkler 
ve ışığı sezgileriyle algılama kabiliyetini farkeden ressam patronunun da isteği ile
 ünlü tablolarından birinin modeli  yapar. Tablonun tamamlanmasının aylar sürmesi Vermeer'in karısının kıskançlığına neden olur. Hele, kendisine ait olan küpeleri, onun kulağında görmesi ile filmin gerilimi artacaktır.  Vermeer'in kayınvalidesi ise, Griet'in Vermeer'e ilham verdiğini görür ve  savurgan yaşamlarını sağlamak için onların gizli ilişkilerinin gelişmesine yardımcı olur.

Johannes Vermeer ve Aşk Mektubu (Love Letter)



Johannes Vermeer (Delft 1632 - Delft 1675) 
Aşk Mektubu, 1667-69 
44 x 38,5 cm 
Rijksmuseum Amsterdam

Tabloda, sarı giysili genç bir kadın, lavta çalmaya ara vererek, arkasında 
duran hizmetçinin verdiği kağıdı alıyor. Kadının yüzünde heyecan ve merak 
okunuyor. Lavta ve terlik, o dönem yaygın kullanılan aşk sembolleri arasında 
bulunuyor. Resme bakan kişinin apaçık göreceği gibi, mektubu alan kadının yüzündeki merak ve hizmetçinin yüzündeki hafif müstehzi ifadeden bu kağıdın bir aşk mektubu 
olduğu anlaşılıyor. Vermeer’in kullandığı teknikle olağanüstü gerçek görünen sahne, 
tabloya bakan kişide, olan bitene sanki rastlantıyla tanık oluyormuş duygusunu yaratıyor. . Kompozisyondaki kadının altın rengindeki elbisesi, hizmetçi kadının mavi eteği ve 
yerdeki minderin mavi rengi de kompoziyonu tamamlıyor. Klasik etkiyi de şöminenin üzerindeki iyonik sütun veriyor.  Zemindeki fırça evcimenliği temsil ediyor ama 
unutulmuş, ihmal edilmiş izlenimi veriyor. Damalı zemin üzerinde köşegenler, 
derinlik ve üç boyutluluk izlenimi yaratıyor.
 Duvardaki iki resim de önemlidir. Alttaki resimdeki fırtınalı deniz aşkı temsil eden 
bir metafordur. Üstteki resim ise Bunun üzerinde kumlu yolda bir yalnız birini 
gösteren manzara resmi, kadına mektup yazan adamın yokluğu anlamlarına gelebilir. 






Johannes Vermeer ve İnci Küpeli Kız


İnci Küpeli Kız , 1655
Dünyanın en ilgi çekici portrelerinden biridir inci küpeli kız ama 
sadece bir portre midir? Karanlıkta bir ışık gibidir. Etrafındaki herşeyden kopuk, 
size bakar . Bu şok edici ve güçlü bir andır. Gözleri sessiz ama sizinle konuşur gibidir. Derisinin kremsi beyazlığı, yarı açık dudakları , dişleri ve burun deliğinin üzerine düşen
 ışıkta ressam fotoğrafçı gibi çalışmıştır. Yüzün üçgen güzelliği, gölgeler, hafif açık ve müstehcen ağız resme inanılmaz bir duygusallık da katar. Kızı koyu bir karanlık
 içinde resmedip bir fener gibi aydınlatarak resme metafizik bir etki de katmıştır.

Johannes Vermeer'in biyografisi
Johannes Vermeer  31 Ekim 1632’de Delft’de doğdu ve 1675 yılında 
ölene kadar orada yaşadı. Hollanda’nın en büyük ustalarından biridir ve
 sadece 36 resim bırakmıştır. Sanat yaşamının ilk dönemlerinde özlemi, büyük 
ölçekli mitolojik ve dini resimler yaparak bir tarih ressamı olmak ise de daha 
sonra  manzaraları ve alegorik resimleri ile ünlenmiştir.  

Olgunlaşmış yerel  türdeki yapıtlarında “inci” parlaklığı vardır. 
Erken dönem tarih resimleriyle ortak yanları  sessiz  ve samimi ruh hallerini
 yansıtmasıdır. Göz, dikkatli bir şekilde yerleştirilmiş objelere ve açık şekilde 
tanımlanmış ortama odaklandırılır. Figürler gündelik hayattaki  işlerle ilgilenirken,
 resmin içindeki başka bir resim eserin sembolik anlamını betimler. Bu tür 
resimlerinde arka fon olarak hep yaşadığı  yer olan Delft’i kullanmıştır. 

Vermeer’in resimleri modern bir havada,  fotografik, hafif parlak yoğun alanlar, 
keskin kontrastlar ve dramatik perspektifler içerir. Bazı sanat tarihçileri ressamın 
Camera Obscura’nın nimetlerinden yararlanmış olabileceğine dikkat çekerler. 
 Vermeer’in gerçekçi  resimlerinde sadece bir yansıtma değil bir fikir vardır.